İstanbul, tarihiyle birlikte bizleri büyüleyen muhteşem bir metropol şehri. Bizans, Osmanlı gibi imparatorluklara ev sahipliği yapan bu şehrin her köşesi tarihi miras niteliğinde. Özellikle de Sultanahmet Meydanını gezmeye başladığınız anda kendinizi zamanda yolculuk yapmışsınız gibi hissettiriyor. Ayasofya, Sultanahmet Cami, Dikilitaş, daha yukarıda yer alan Çemberlitaş, Sultan 2. Ahmet Türbesi ve civarda yer alan birçok tarihi miras mevcut. Söz konusu tarihi güzelliklerden bir diğeri de Yerebatan Sarnıcı.
Yerebatan Sarnıcı Nerede
İstanbul, dünyanın en önemli tarih ve kültür kentlerinden birisidir. Öyle ki Yerebatan Sarnıcı da İstanbul'un Fatih ilçesi içerisinde bulunmaktadır.
Sizler de Yerebatan Sarnıcı'na nasıl gideceğinizi öğrenmek istiyorsanız doğru yerdesiniz. Üstelik buraya ulaşmak için bir kaç farklı seçeneğiniz var. Bunlardan ilki, Bağcılar-Kabataş tramvay hattını kullanmanız ve Sultanahmet durağında inmeniz. İndikten sonra 3 dk yürüyerek Yerebatan Sarnıcına ulaşabilirsiniz. Anadolu Yakası'ndan geliyorsanız vapur ile Beşiktaş'a, Kabataş'a ya da Eminönü'ne geldikten sonra bu tramvay hattını kullanabilirsiniz. Eğer Anadolu yakası'ndan geliyorsanız bir seçeneğiniz daha bulunuyor. Sirkeci Marmaray durağında indikten sonra 15 dk yürüyerek de Yerebatan Sarnıcı'na ulaşabilirsiniz.
Eğer Özel aracınızla gelecekseniz Sultanahmet'e giden yolu takip ederek Yerebatan Sarnıcına ulaşabilirsiniz. Ama uyaralım park sıkıntısı yaşayabilirsiniz.
En çok merak edilen konulardan birisi ise Yerebatan Sarnıcı giriş ücretidir. Öğrenci ve öğretmenler için 20 TL, diğer yerli ziyaretçiler için ise 50 TL'dir. Ayrıca yabancı ziyaretçiler için ise 190 TL giriş ücreti bulunmaktadır. Sarnıçta nakit ve kredi kartı geçmektedir. Döviz kabul edilmemektedir.
Müze Kart Yerebatan Sarnıcı'nda geçmemektedir. Bunun sebebi ise sarnıcın Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı olmamasıdır.
Restorasyon çalışmasında olduğu için Yerebatan Sarnıcı ziyaret saatleri hakkında bilgi veremekteyiz. Bu durumda, Yerebatan Sarnıcı açık mı sorusunun cevabı ise maalesef kapalı olduğu yönündedir.
Bir diğer adı Bazilika Sarnıcı olarak da bilinir. Bizans İmparatoru 1. Justinianus tarafından yaptırılmıştır. Aynı zamanda da halk arasında ''Yerebatan Sarayı'' adıyla da anılır. Bazilika denmesindeki neden ise sarnıcın yer aldığı yerde önce bir bazilika bulunduğu için Bazilika adını da almıştır.
Yerebatan Sarnıcı, suyun içinden yükselen, sayısız gibi gözüken birçok mermer sütundan oluşmaktadır.
Sarnıç, Bizans zamanında bu çevredeki büyük bir alanı kaplıyordu. İmparatorun ikamet ettiği saray ile bölge sakinlerinin su ihtiyacı karşılanıyordu. 1453 senesinde de Osmanlı'nın İstanbul'u fethetmesiyle beraber bir süre daha kullanıldıktan sonra da Topkapı Sarayı bahçelerine su vermek amacıyla kullanılmaya devam edilmiştir. İçme suyu olarak değil de bahçe sulama için kullanılmasındaki amaç ise İslam'ın temizlik kuralları gereğince durgun su yerine akar suyu terih ederlerdi. 16. yüzyıla gelindiği zaman ise o tarihlere kadar Batılılar tarafından fark edilememiş, 1544-1550 seneleri arasında Bizans'tan kalma kalıntıları araştırmak için İstanbul'a gelen Hollandalı gezgin P. Gyllius tarafından yeniden keşfedilmiştir. Böylelikle de Batı dünyasına da tanıtılmıştır.
Söz konusu Hollandalı gezgin, Ayasofya taraflarında dolaşırken, bu civarda bulunan evlerin zemin katlarında kuyu şeklinde yapılar bulunduğunu görmüştür. Aynı şekilde de insanlar bu kuyulardan aşağı kova sarkıtıp su çektiklerini ve balık tuttuklarını da öğrendi. Bu konuda yaptığı araştırmalar ve yazdığı seyahatnamesinde birçok insanı ve seyyahı etkilemiştir.
Genişliği 70 metre, uzunluğu ise 140 metredir. Diktörtgen şeklindeki bir alanı kaplar Yerebatan Sarnıcı. 100.000 ton su depolamakla beraber 9.800 m²'lik bir alanı kaplar.
Yerebatan Sarnıcında 9 metre yükseklikte toplam da 336 sütun yer alır. Aynı zamanda da buraya 52 basamaktan oluşan taş bir merdivenle inilir. Yerebatan Sarnıcı'nda bulunan sütunların her bir tanesi farklı bir özellik taşır. Sütunların bazıları Dor üslubunu taşırken 98 tanesi de Corint üslubuna sahiptir. Sütunların çoğunluğu silindir biçimindedir. Diğerleri de yivli ve köşeli biçimde mimar edilmiştir. 1855-1860 yılları arasında ise yapılan çalışmalarda 8 sütun kırılma tehlikesi yaşamıştır. Bu sütunların her biri de kalın tabaka içine alınmış ve dondurulmuştur. Bundan dolayı da eski özelliklerini yitirmiştir.
Roma dönemi şaheserlerinden birisi de Medusa Başı'dır. İki sütun arasında yer alır. Aynı şekilde de ziyaretçilerin en çok dikkatini çeken kısımlardan biridir. Fakat söz konusu Medusa Başları'nın tam olarak hangi yapılardan alınıp buraya getirildiği bilinmiyor. Bundan dolayı da söz konusu Medusa Başları hakkında birçok rivayet vardır.
Rivayete göre Medusa, Yunan Mitolojisinde yeraltı dünyası dişi canavarı olarak bilinen adına Gorgona denilen yaratıklardan biridir. Üç kızkardeş oluşan varlıkların yılan başlı olanı da Medusa'dır. En önemli özelliği veya gücü ise ona bakanları taşa çevirmesidir. Bir ddüşünceye göre ise o dönemlerde inşa edilen yapılar Gorgona resim ve heykelleri ile süslenirmiş. Nedeni de buraları Gorgona heykel ve çizimleriyle korumakmış.
Bir diğer rivayet ise söz konusu Gorgona olan Medusa, uzun saç, siyah göz ve güzel vücuduyla övünen genç bir kızmış. Zeus'un oğlu Perseus'a da aşıkmış. Fakat tüm bunlar olurken Athena da Persus'u sevmekle beraber Medusa'yı da kıskanıyormuş. Bundan dolayı da Athena, Medusa'nın saçlarını yılana çevirmiş. Aynı zamanda da Medusa'nın baktığı herkes taşa dönüşüyormuş. Bir süre sonra da Perseus bundan yararlanmış, Medusa'nın başını kesip bu güçten yararlanıp birçok düşmanını yenmiş.
Bu hikayeye dayanarak da Bizans döneminde yapılmış kılıç kabzalarına da Medusa kafası işlenmiş ve sütun olarak da ters işlenmiş. Bir diğer rivayet ise şu şekildedir: Medusa yana bakmış ve kendini taşa çevirmiştir. Bundan dolayı da Medusa heykelini yapan heykeltraş, ışık açılarına göre Medusa'yı üçe ayırmıştır.
Yerebatan Sarnıcı bir müze olmanın dışında aynı zamanda da uluslararası ve ulusal birçok etkinliklere de ev sahipliği yapar.
Dünya'daki önemli bir kaç filmin Yerebatan Sarnıcı'nda çekildiğini biliyor muydunuz? Hadi hep birlikte bu filmlere göz atalım.
Dünyaca ünlü yazar Dan Brown'ın çok satan kitabı Cehennem'in sinemaya aktarılmış halidir. Film Venedik, İstanbul ve Floransa'da geçmektedir. Filmin başrolünde ise dünyaca ünlü oyuncu Tom Hanks yer alıyor. Film özellikle de İstanbul Tarihi Yarımada, Sultanahmet, Ayasofya ve Yerebatan Sarnıcı yer alıyor. Dizinin konusu ise Profesör Robert Langdon, dünya nüfusunun neredeyse yarısını yok edecek bir virüsün yayılmasına engel olmaya çalışır.
En iyi film dalında Oscar alan filmin başrolünde Ben Affleck yer alıyor. Konusu ise İran'da bulunan Amerikan konsolosluğuna yapılan baskın ve rehine krizini ele alıyor.
James Bond serilerinden biri olan Skyfall serinin 23. filmidir. Film çekimleri sadece İstanbul'da yapılmamıştır. Aynı zamanda da Fethiye ve Adana'da da çekilmiştir.
Yönetmenliğini dünyaca ünlü oyuncu Russel Crowe'un yaptığı filmin başrolünde de yine kendisi bulunmaktadır. Aynı şekilde Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan'da bu filmde yer almıştır. Film, Çanakkale savaşında kayıp üç oğlunu arayan Avustralyalı bir babanın hikayesini ele almaktadır. The Water Divine filmi Türkiye'de de Son Umut ismiyle izleyicilere sunulmuştur.
2998
Türkçe | ₺ 
English - $
Japan - $
Español - €
Pусский - ₽
