Bulunduğu konum ve güzelliği itibariyle Dolmabahçe Sarayı hepimizin gönlünde taht kurmuştur. Ayrıca İstanbul'da Osmanlı Devleti tarafından inşa edilmiş en güzel saraylardan birisidir. İstanbul'a Turistik amaçla gelen herkesin muhakkak görmesi ve gezmesi gereken Dolmabahçe Sarayı, gösteriş ve güzelliğiyle İstanbul Boğazı'nın en güzel yerine konumlanmıştır.
Peki Dolmabahçe Sarayı'nın hikayesi nedir? Hangi padişah tarafından inşa edildi ve kimler burada yaşadı? Hep beraber bu ve bunun gibi soruların cevabına bakalım.
Dolmabahçe Sarayı Hikayesi
Yaklaşık 400 sene önce Dolmabahçe Sarayı'nın bulunduğu yerde denizcilik törenleri yapılırmış. Aynı zamanda da Osmanlı Kaptan-ı Deryası'nın donanma gemilerinin barındığı bir koy olduğu da biliniyor. Evliya Çelebi'nin yazdıklarına göre de Yavuz Sultan Selim buraya bir köşk yaptırmış. Ne yazık ki bir süre sonra söz konusu koy, bir bataklık haline gelmiş. Ardından 17. yüzyılda yavaş yavaş doldurulmaya başlanmış ve Hasbahçe olarak kullanılmıştır. Sahilin doldurulmasıyla birlikte buraya ''dolmabağçe'' denilmeye başlanmıştır. Padişahlar Hasbahçe'yi dinlenip eğlenmek amacıyla kullanırmış. Bir müddet sonra ise bölgeye kasırlar ve köşkler inşa edilmiş ve adı Beşiktaş Sahil Sarayı olmuştur.
Dolmabahçe Sarayı Nerede
Dolmabahçe Sarayı İstanbul'un Beşiktaş ilçe sınırları içerisinde bulunmaktadır. İstanbul Boğazı'na bakan saray, Beşiktaş ve Kabataş arasındadır.
İstanbul'un pek çok noktasından Dolmabahçe Sarayı'na yürüyerek ulaşabilirsiniz. Saray, Beşiktaş ve Kabataş İskelelerine 10 dakika yürüme mesafesindedir. Eğer Taksim Meydanı'ndan Dolmabahçe Sarayı'na yürümek isterseniz 15-20 dakika sürebilir. Bununla birlikte Dolmabahçe Sarayı'na gitmek için otobüs seferlerini de kullanabilirsiniz. 25T Sarıyer-Taksim, 559C Rumelihisarüstü-Taksim, DT2 Ortaköy-Taksim, 110 Kadıköy-Taksim, 112 Bostancı-Taksim hatları ile İnönü Stadı durağında inerek Dolmabahçe Sarayı'na ulaşabilirsiniz. Eğer Anadolu Yakası'ndan geliyorsanız Beşiktaş ya da Kabataş İskelesi'ne vapur ya da motorla geçebilirsiniz. Ardından yürüyerek Dolmabahçe Sarayı'na varabilirsiniz.
Osmanlı'nın modernleşme anlayışına uygun bir şekilde inşa edilmiştir. Dolmabahçe Sarayı, Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır. Sultan Abdülmecit döneminde, padişah bu bölgenin işlev olarak çok eksik olduğuna karar vermiş. Böylece burada yer alan yapılar yıkılmış ve Dolmabahçe Sarayı'nın inşası başlamıştır.
Dolmabahçe Sarayı'nın Yapımı 13 Haziran 1843 senesinde başlamış, 7 Haziran 1856 senesinde de kullanıma açılmıştır. Aynı zamanda da bu tarihlere baktığımız zaman Dolmabahçe Sarayı'nın yapımı 13 yıl sürmüştür.
I. Abdülmecit, Dolmabahçe Sarayı'nı barınmak ve resmi işlerde kullanmak amacıyla yaptırmıştır.
Dolmabahçe Sarayı başlı başına bir hazinedir. Öyle ki sarayın yalnızca süslemesinde 14,5 ton altın kullanılmıştır.
1884 yılında 5.5 milyon altına yaptırılan Dolmabahçe Sarayı'nda yangınlara karşı herhangi bir güvenlik önlemi bulunmamaktadır. Ne yazık ki 1970 yılında değeri 2 milyar liranın üzerinde olan sarayda yangın ihbar tesisi yokmuş. Sarayın günümüzdeki değeri ise net olarak bilinmemektedir.
Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılan Dolmabahçe Sarayı mimarisi Nigoğos Balyan ve Garabet Balyan isimli iki Ermeni tarafından yapılmıştır. Osmanlı Devleti'nin modernleşmesine uygun bir halde yaklaşık 13 yılda yapılmıştır. Sultan Abdülmecit, Dolmabahçe Sarayı iç dekorasyonunun o dönemin modası, Fransız tarzında olmasını istemiştir. Bundan dolayı da Charles Sechan, sarayın dekorasyon işlerini yapmıştır. Charles Sechan'dan Harem Hünkar dairesi için sipariş verilmiştir. Bunların dışında saraydaki süsleme ve dekorasyon için Sechan başta olmak üzere birçok batılı sanatçı görevlendirilmiştir.
Günümüzde müze olarak hizmet veren Dolmabahçe Sarayı, üç katlı simetrik planlı inşa edilmiştir. 285 odaya ve 43 salona sahiptir. 110.000 m²'lik alana sahip olmasıyla beraber toplamda 250.000 m²'lik bir alanda yer alır. Ayrıca saray, rıhtım boyunca 600 metrelik bir genişliğe sahiptir.
Dolmabahçe Sarayı iç dekorasyonundaki perdeler ve ipek halılar en kaliteli malzemelerden yapıldığı için günümüze kadar orijinalliğini korumuştur. Sarayda bulunan zeminlerin hepsi birbirinden farklıdır. Aynı zamanda sarayın duvarları Avrupai tarzda eserler ile donatılmıştır. Bununla birlikte sarayın duvarları ve diğer çevreleri ise altınlar ile süslüdür.
Osmanlı döneminde modernleşme ve çağdaşlaşma adına inşa ettirilen ilk yapı olma özelliğini taşır. Sarayda Camlı Köşk dedikleri yer ise padişahın orduyu gözetleyip halk yaşamını seyrettiği bir bölümdür. Sarayın birçok yerinde avize, şamdan ve şömine görmek mümkün. Fakat 56 sütun ile çevrelenen kabul odasında yer alan ihtişamlı kristal avize 4.5 ton ağırlığındadır. Kabul odasının 36 metre yüksekliğindeki kubbesi ile dünyanın en büyükleri arasına girmiştir.
Sarayın dış duvarları ve temeli masif taştan yapılmıştır. Çatı ve tavanı da ahşaptan yapılmıştır. İçerisinde altı hamam bulunan Harem bölümünde ise oymanlı alabaster mermerler kullanılmıştır.
Dolmabahçe Sarayı toplamda yedi kapıdan oluşuyor. Bu kapılara Hazine Kapısı, Saltanat Kapısı, Bendegan Kapısı, Kuşluk Kapısı, Valide Kapısı, Harem Kapısı ve Yalı Kapıları adları verilmiştir. Söz konusu kapılar, en az Dolmabahçe Sarayı içi kadar gösterişli ve şatafatlıdır.
Dolmabahçe Sarayı'nın en önemli kapılarından birisi konumundadır. Osmanlı döneminde sultanların ziyaretçileri tarafından kullanılmaktadır. Özellikle, Hazine Kapısının süslemelerinde Ampir ve Barok motifleri görülmektedir.
Ayrıca giriş kapısının üst kısmında taçlandırılan alanda yer alan oval madalyonun içinde 1853 tarihli Sultan Abdülmecit tuğrası vardır. Bununla birlikte Tuğranın alt kısmında diktörtgen bir pano görülür. Bu panoda Şair Ziver'in 1857 tarihli bir yazıtı bulunur.
Hazine Kapısı kadar değerli olan Saltanat Kapısı, Dolmabahçe Sarayı'nın diğer anıtsal girişidir. Bir diğer adıyla Merasim Kapısı olarak bilinir ve sultanların kullandığı bir kapıdır. Hazine Kapısı'ndan daha dekoratif ve daha büyüktür. Aynı zamanda Beşiktaş Dolmabahçe yolu üzerinde yer alır. Antik öğeler, Rokoko ve Barok özellikleri ile birlikte kullanılmıştır. Oval, alttın yaldızlı bir bölüm içerisinde Sultan Abdülmecit tuğrası vardır.
Deniz kısmında bulunan beş kapının en büyüğüdür ve Muayede Salonu'nun önünde yer alır. Bu bölgedeki diğer kapılar gibi ajur ve taçlıdır. Aynı zamanda da antik öğeler Barok motiflerle süslüdür.
Camlı kana sahip bir kapı olma özelliğini taşır. Bir yönden saraya, diğer bir yönden de Kuşluk Kapısına çıkmaktadır.
Camlı Köşk ve Kuşluk Bahçesine girişi sağlayan kapıdır. Sadece burada bulunan yüksek duvarlar kara tarafından Valide Kapısına açılmaktadır.
Valide Kapısı, Harem kısmının arkasında bulunur. Kapının üzerindeki kemer kilit taşı üstünde madalyon yer alır. Bu madalyonda da Sultan Abdülmecit tuğrası vardır.
Bu kapının girişinden sonra Baltacılar Dairesi, Veliaht Dairesi ve Matbah-ı Amire girişleri yer alıyor.
Barok mimari ile yapılan dış cephe, beyaz mermerin deniz kısmında seyredildiği anda üstümüzde muazzam bir etki oluşturur. Dolmabahçe Sarayı'nın abartılı süslemeleri onu Topkapı Sarayı süslemelerinden ayırır. Bunun nedeni de örnek olarak Topkapı'nın Harem bölümü iç kısmı çok şatafatlı dekore edilmiş olsa da dış kısmı oldukça sadedir.
Dolmabahçe Sarayı'nın en önemli bölümüdür. Aynı zamanda da sarayın yönetim merkezidir. İçeri girdiğinizde karşınıza ilk olarak Medhal Salonu çıkar. Üst kat bağlantısını sağlayan Kristal Merdiven vardır. Elçilerin ağırlandığı Süfera salonu ile elçilerin huzura çıktığı Kırmızı Oda, Dolmabahçe Sarayı'nın en görkemli yeridir.
Zülvecheyn Salonu adı verilen salon da bu bölümde yer alır. Kelime anlamı olarak da iki cepheli anlamına gelir. Padişahların hem özel hem de resmi hayatı burada geçer. Tüm bunların dışında da Ramazan ayında saray halkı bir cemaat halinde namaz kılarmış.
Burada yer alan Değerli Eşya Sergi Salonu'nda da Osmanlı Padişahları'nın kullandıkları eşyaları görürsünüz.
Saraydan ayrı bir yerde yer alan Harem bölümü, sarayın üçte ikisini oluşturur. Harem'de beş adet salon vardır. Söz konusu salonlar arasında en önemlileri Mavi ve Pembe Salon'dur. Harem halkının günlük sohbetleri yapıldığı yer Pembe Salon, sultanın Harem halkıyla bayramlaştığı yer de Mavi Salon'dur.
Saray'ın dış dünyaya açılan penceresidir Camlı Köşk. Bir sera ve birbirine geçişli iki salon vardır. Aynı şekilde Camlı Köşk'ün süslemeleri de sarayın diğer süslemelerinden daha farklıdır.
Camlı Köşk'ün birinci mekanı ana salona göre daha sadedir. Ana salonunda ise oyma bezemeli iki sehpa vardır. Bu sehpaların üstünde de Yıldız Sarayı Marangozhanesi damgası vardır. Buraya ismini veren camekanlı bölüm ortasında da fıskiyeli havuz yer alır. Sütun şamdanlar, kristal avize ve saray koleksiyonundan bir araya getirilmiş hayvan figürlü aydınlatma araçları yer alır. İç salonda bulunan şömine ise kuş figürleri ile bezelidir.
Dolmabahçe Sarayı en büyük bahçesidir. Hazine Kapısı ve Saray Giriş Kapısı arasındadır. Aynı şekilde Selamlık ve Mabeyn Bahçesi'de denir. Bahçe ortasında içinde kuğu biçimi olan bir havuz yer alır. Bitki açısından da çok zengin olan saray bahçesi, çok farklı ve egzotik bitkilere sahiptir. Diyebiliriz ki; Dolmabahçe Sarayı'nın deniz kısmından görülen bahçeleri Hasbahçe'nin devamı gibidir.
Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu ve Camlı Köşk bölümlerinin ortasında yer alır. Bahçede diğer ülkelerden hediye olarak gönderilen birçok hayvan görebilirsiniz. Bu hayvanlardan bazıları da sülün, tavus kuşu, papağan, muhabbet kuşudur.
Sarayın Harem bölümünü oluşturan L şeklindeki yapıların kara tarafından bakan kısmında yer alır. Kuşluk Bahçesi ile arasındaki geçişte sarayın en yaşlı ağaç Sekoya vardır. Orta kısımda da yine Avrupai tarzda yapılmış bir havuz görürüz.
Büyüklük açısından sarayın en büyük dördüncü bahçesidir. Aynı zamanda Veliahd Bahçesi'nin etrafında da seralar ve Hareket Köşkleri yer alır.
Burası, tahta çıkmaya aday olan veliahtların konakladığı yerdir. Öbür taraftan da Tanzimat Dönemi ile birlikte şehzadelerin dışa kapalı sürdürmüş oldukları yaşamlarının sona ermesi ve serbest yaşama geçiş yapmalarının mimari açıdan simgesidir.
Günümüzde ise ''Milli Saraylar Resim Müzesi'' olarak ziyaretçilerini karşılıyor.
Sarayda 1856 senesinden itibaren Osmanlı padişahlarından Sultan Abdülmecit, Sultan Abdülaziz, Sultan 5. Murad, Sultan 2. Abdülhamid ve Sultan 5. Mehmed Reşad yaşamıştır. Aynı zamanda da son halife Abdülmecid Efendi'de Dolmabahçe Sarayı'nda yaşamıştır.
Tüm bunların dışında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'de Cumhuriyet'in ilanı sonrasında Dolmabahçe Sarayı'nda yaşamış ve burada vefat etmiştir. Atatürk'ten sonra da İsmet İnönü tarafından makam olarak kullanılmıştır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, Dolmabahçe Sarayı'nda son yaşayan kişidir. Atatürk 1927-1938 yılları arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yaşamıştır. Resmi çalışmalarını da burada yapan Atatürk, yaklaşık 11 yıl boyunca Dolmabahçe Sarayı'nda kalmıştır. Aynı zamanda 10 Kasım 1938'de hayata gözlerini burada yummuştur.
Pazartesi günleri hariç haftanın her günü Dolmabahçe Sarayı'nı ziyaret edebilirsiniz. Aynı zamanda saray, dini bayramların ilk günleri de kapalıdır. Sarayın ziyaret saatleri 09.00 ile 18.00 saatleri arasındadır. Müze gişesinden son biletleri saat 17.00'ye kadar alabilirsiniz.
Dolmabahçe Sarayı giriş ücreti 2022 yılında güncellenmiştir. Saraya giriş ücreti 50 TL olarak belirlenmiştir. 18-25 yaş arası öğrenciler için ise giriş ücreti 10 TL'dir. Sarayın Selamlık, Harem ve Müze bölümlerini ziyaret etmek için ekstra ücret vermeniz gerekmektedir. Eğer isterseniz bir bölüm için ya da paket halinde tüm bölümler için bilet satın alabilirsiniz. Aynı şekilde bu biletler de 18-25 yaş arası öğrenciler için indirimli olarak satılmaktadır. Müzeye 0-6 yaş arası çocuklar ücretsiz bir şekilde girebilir. Ayrıca Dolmabahçe Sarayı'nı gezerken ücretsiz bir şekilde sesli rehber kullanabilirsiniz.
Dolmabahçe Sarayı müze kart yalnızca sarayın Harem bölümü kapsamaktadır. Sarayın Selamlık ve müze bölümlerine girmek için bilet almak gerekmektedir.