İstanbul, hayaller şehri. Her adımınızda buram buram tarih kokan, geçmişte tüm imparatorlukların gıptayla baktığı metropol. Camiler, kiliseler, saraylar ve daha görülmesi gereken birçok yer. Özellikle de İstanbul dediğimizde çoğumuzun aklına Tarihi Yarımada, Sultanahmet Meydanı gelir. İstanbul'un belki de en çok tarihi esere sahip kısmı. Ayasofya, Çemberlitaş, Dikilitaş, Sultan Mahmut Türbesi, Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii ve daha nicesi. Attığınız her adımda karşınıza tarih çıkan Yarımada'da en çok ziyaret edilen yerlerden biri Sultanahmet Camii.
Rivayete göre, Sultan 1. Ahmet cami yapımı için Sedefkar Mehmet Ağa'yı huzuruna çağırır. Ondan altın minaresi olan bir cami yapmasını ister. Fakat Sedefkar Mehmet Ağa, bu minarenin devlet bütçesini aşacağını bilir de padişaha söyleyemez. Düşünür taşınır, kendince çözüm bulur. Bu çözüm de sultanın dediği ''altın'' kelimesini güya ''altı'' diye anlamaktır. Camiyi yapmaya başlar ve caminin yapımı bittiğinde de altın bir minareye değil, altı minareye sahiptir. Bir süre sonra da ihtişamıyla tüm halkı büyüleyen cami için tepkiler başlamıştır. Bunun nedeni ise Kabe'dir. Çünkü o dönemde altı minaresi olan tek yer Kabe'dir. Bundan dolayı da padişah mimarı huzuruna çağırır ve Kabe'nin kaç minaresi olduğunu sorar. Bu sorudan sonra Mehmet Ağa olayı kavrar ve Kabe'ye gider. İki sene sonra da İstanbul'a geri döner. Padişah'ın huzuruna çıkar ve artık Kabe'nin yedi minaresi olduğunu söyler.
İstanbul'un Fatih ilçesi sınırların içerisinde bulunan Sultanahmet Camii, bulunduğu mahalleye adını vermektedir. Cami, Sultanahmet Mahallesi'ndedir.
Oldukça kolay bir şekilde ulabileceğiniz Sultanahmet Camiisi için pek çok farklı opsiyonunuz bulunuyor. Eminönü'nden yürüyerek ya da tramvay kullanarak varabilirsiniz. Ayrıca Sirkeci Marmaray durağında indikten sonra 10 dakika yürüyerek de Sultanahmete ulaşabilirsiniz.
Eğer özel aracınızla gelecekseniz Topkapı yönüne doğru ilerledikten sonra tabelaları takip ederek Sultanahmet'e varabilirsiniz. Sultanahmet Meydanı'na gittiğinizde bir tarafınızda Sultanahmet Camii'yi bir diğer tarafınızda ise Ayasofta'yi görebilirsiniz. Oraya kadar gitmişken Ayasofya'yı da mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Eminönü'nden Sultanahmet Camisi'ne oldukça rahat bir şekilde varabilirsiniz. Aslında Eminönü İstanbul'un farklı noktalarından Sultanahmet'e ulaşmak isteyen insanlar için önemli bir güzergahtır. Özellikle Anadolu Yakası'ndan gelenler için. Kadıköy ya da Üsküdar'dan vapurla Eminönü'ne geldikten sonra Bağcılar-Kabataş tramvayını kullanarak Sultanahmet'e varabilirsiniz.
Eğer Taksim'den Sultanahmet'e gitmek istiyorsanız öncelikle finikülerle Kabataş'a inmeniz gerekmektedir. Daha sonra Bağcılar-Kabataş tramvay hattını kullanarak Sultanahmet durağında indiğinizde camiye ulaşabilirsiniz.
Sultanahmet Camii haftanın her günü ziyarete açıktır. Fakat camii olarak kullanılmasından ötürü gün içerisinde çeşitli ziyaret ısıtlamaları bulunmaktadır. Cami 1 Nisan-30 Eylül yaz döneminde 8.30-19.00 arasında, 1 Ekim-31 Mart kış döneminde ise 08.30-17.00 arasında ziyarete açıktır. Camiye girişler kapanıştan 30 dakika önce son bulmaktadır.
Cuma günleri ise ziyaretler 14.30'da başlamaktadır.
Öğlen ve ikindi namazlarında ise ezandan 30 dk önce ve namazdan 15 dakika sonrasına kadar ziyarete kapalıdır.
Ayrıca Sultanahmet Camisi'ne girişler ücretsizdir.
Tarihi Yarımada'da yer alan Sultanahmet Camii 1609-1617 yıllarında Osmanlı padişahlarından Sultan 1. Ahmet tarafından yaptırılır. Caminin yapıldığı zamanda ise Osmanlı'nın ekonomik gücü azdı. Bundan dolayı da camii, Osmanlı devletine çok pahalıya patlamıştır. 1590-1617 yıllarında külliye olarak inşa edilmiştir. Önce cami, hünkar kasrı ve arasta bölümleri açılmıştır. Söylenene göre de sultan, eteğinde taşlarla cami inşatında çalışanlara yardım etmiştir.
Camide beyaz, yeşil ve mavi renkteki İznik çinileriyle bezenmiş, yarım ve büyük kubbesi de mavi ağırlıklı kalem işleriyle süslü olduğu için Avrupalılar buraya ''Blue Mosque'' diyorlar.
Sultan 1. Ahmet, caminin İstanbul'un her yerinden görünecek şekilde yapılmasını istemiş. Aynı şekilde de caminin mimarlık yönü ile sanat yönünün de ön planda olmasını istemiştir.
Sultan 1. Ahmet hem mimar hem de sedef ustası olan Sedefkar Mehmet Ağa'ya camiyi yapması için görevlendirmiştir.
Geniş ön avlunun cephesi Süleymaniye Camii'nin cephesi ile aynı tarzda planlanıp yapılmıştır. Avlusu ise neredeyse cami kadar büyük ve geniştir. Yapının her iki tarafında da abdesthaneler yer alır. Avlunun büyüklüğüne baktığımız zaman da cami bahçesinde yer alan fıskiyenin buraya küçük olduğu görülür.
İznik'te 50 farklı lale desenleriyle üretilen yaklaşık 20 binden fazla çini ile bezenmiştir. Caminin arka balkonunda bulunan çiniler ise 1574 senesinde ortaya çıkan yangın sonucunda zarar görmüş Topkapı Sarayı Hareminden geri dönüştürülmüş çinilerdir.
Camide yer alan hat dekorasyonları ise hat sanatçısı Seyid Kasım Gubari tarafından yapılmıştır.
Caminin iç kısmındaki en önemli unsur da mermerden yapılma mihraptır. Bu mihrap ince işçilikle yontulmuş ve oyulmuştur. Caminin içerisinde aynı zamanda da birçok lamba altın ve diğer değerli taşlar ve içinde devekuşu yumurtası veya kristal toplar yer alan cam kaseler ile kaplıydı. Fakat ne yazık ki söz konusu dekorların çoğu yağmalandı ya da kaldırıldı.
Türkiye'de altı minareye sahip beş camiden biridir Sultanahmet Camii. Diğer söz konusu altı minareli camiler de Taşoluk Yeni Camii, Sabancı Camii, Muğdat Camii ve Çamlıca Camii'dir.
Caminin dört minaresi köşelerde yer alır. Üç şerefesi olan minareler kalem şeklindedir. Ön avluda yer alan iki minarenin ise iki şerefesi vardır.
Sultanahmet Camii, inşa edildiği zaman uzun bir müddet Topkapı Sarayı halkı cuma ibadetlerini burada yapardı.